Tallahasseede kalp hastalığı sağlık endişeleri, Fort Lauderdale, Florida
Seni anlatacak kelimelerden yoksunum. Göz alıcı? Bütün bunlar, bir tanem ve daha fazlası Önce önlerinde yüzleşmeleri gereken bir otoban vardı. Meredith burayı Maine ile Florida arasında evi olan Meredith in durumunda üç ev her Amerikalı gibi ezbere biliyordu.

Rhode Island a geçene kadar Connecticut a doksan üç bık-tıncı çıkış vardı ve bunaltıcı bir saatin sonunda da Massachusetts geliyordu. Sagamore Köprüsü nden geçerlerken doğan güneş, Cape Cod Kanalı na Meredith in gözlerini acıtan, keyifli bir pembe panltı yaydı.
Temmuzun biri olduğu halde köprüde trafik yoktu.

İşte Con-nie gece yolculuğunu bu yüzden seviyordu. Sonunda Hyannis e vardılar. Meredith bu kasabayı bir kere, Terin başmda ailesiyle ziyaret etmişti.
Gözde yüksek tansiyon ile basınç Deidre Martin in, Kennedy Compound yüksek tansiyon tedavisi 2 derece ilaçlar geçmelerinde ısrarcı olduğunu hatırlıyordu. Tabii önlerinde nöbetçiler bekliyordu; Bobby nin tallahasseede kalp hastalığı sağlık endişeleri üzerinden henüz birkaç yıl geçmişti. Meredith, babası Chick Martin in ıstakoz sandviçi 2 yemesi için kendisini cesaretlendirdiğini hatırlıyordu.
Daha sekiz yaşındaydı ama Chick Martin in kızının sofistikeliğine itimadı vardı. Chick onunla, zeki ve yetenekli, diyerek övünürdü. Bu kız asla hata yapmaz. Meredith ıstakozu tatmış ve tükürmüş, sonra 9 Elin Hildertorand tallahasseede kalp hastalığı sağlık endişeleri utanç dolmuştu.
Babası omuz silkip sandviçi kendisi yemişti. Hyannis in hatıraları Meredith i bunca yıl sonra bile utanç hissiyle dolduruyordu.
Zaten kocası Freddy Delinn hakkında soruşturma açıldığından beri kepaze olma duygusunu zirvede yaşıyordu. Hyannis de Meredith in babasını hayal kırıklığına uğrattığı yerdi. Tanrı ya şükür babası onu şu an göremiyordu. Anlamlı bir şey konuşmama kararı almış olsalar bile Meredith, en azından şimdilik kendisine kol kanat germe kararına -pek akilane olmasa da- varan Connie ye dönüp, Tann ya şükür, babam beni şu an göremiyor, dedi. Meredith arkadaşının ses tonunu okuyamamıştı. Ah, Meredith, haklısın.
Chick'in otuz yıldır ölü olması ve kariyer basamaklarım beşer beşer çıkıp tepetaklak düşüşüne şahitlik etmek zorunda kalmaması adeta Tanrı nın bir liitfu.
Ya da: Ah, Meredith, kendin için üzülmeyi bırak. Ya da: Ah, Meredith, eve kadar konuşmayacağımızda karar kıldığımızı sanıyordum. Temel kuralları belirlemiştik ama sen onları ihlal ediyorsun. Ya da: Ah, Meredith, lütfen kapa çeneni. Aslına bakılırsa sabahın ikisinde Meredith in imdadına yetiştiğinden beri Connie nin sesi bir şeyler barındırıyordu ama neydi? Peki Meredith onu suçlayabilir miydi? Connie yle neredeyse üç yıldır konuşmuyorlardı ve son diyaloglarında da birbirlerine olmadık laflar etmişlerdi; arkadaşlıklarının demir zinciri pürmüz aleviyle darbe almıştı.
- S: L Bu akşam kimle birlikteyiz?
- Elin Hilderbrand - Biraz Yağmur Biraz Güneş - PDF Ücretsiz indirin
- Fort Lauderdale, Florida
Ya da: Ah, Meredith, ben ne yaptım? Neden buradasın?
Başkalarına Hizmet Forumu - Kasyopya Celseleri
Sessiz bir yaz geçirmek istemiştim. Huzur istemiştim. Ve şimdi de ön koltuğumda, leş bir uluslararası skandal olarak oturuyorsun. Meredith yarı anlayışlı bir cevap vermeme ifadesiydi. Connie kapıcı kulübesine yanaşıp görevliye feribot biletini uzattı. Kafası dağınıktı. Neyse ki gözlükler kocaman, yuvarlak ve epey siyahtı.
Meredith kafasını tallahasseede kalp hastalığı sağlık endişeleri göremeyeceği yöne çevirdi.
Kimse tarafından tanınmayı göze alamazdı. Connie rampadan feribotun arkasına yanaştı. Arabalar küçük bir çantaya sıkıştırılmış oyuncak arabalar gibi istiflenmişti. Temmuzun biriydi ve erken saate rağmen botta şenlik havası hâkimdi. Ciplerin içi plaj havluları ve mangallarla doluydu.

Connie nin önünde park halinde bir VVagooner vardı ve üzerinde en az on altı tane plaj giriş çıkartması yapıştırılmıştı, gökkuşağının her rengi çamurluğu kaplıyordu. Meredith in kalbi yaralı, hırpalanmış ve kırıktı. Kendi kendine çocukları düşünmemesini söylemesiyle birlikte onlan düşünmeye başladı. Eskiden Range Rover ı nasıl da onlann mayoları, sörf tişörtleri ve terlikleriyle, beyzbol eldivenleri ve sopalarıyla, badminton takımının alüminyum çantasıyla, deste iskambiller ve el fenerleri için yedek pillerle doldurduğunu hatırladı.

Köpeği sepetine yerleştirir, Carver'ın sörf tahtasını arabanın tepesine bağlardı ve böy-lece yola koyulur, cesaretle Freeport tan Soııthampton a uzanan trafik cehennemine dalarlardı. Tabii ki zamanlamada başarısız olup yolcu servisinin arkasına takılmadan edemezlerdi.
Yine de eğlenceliydi. Çocuklar sırayla radyo kanalını değiştirir Leo folk rock severdi, Counting Crovvs favori grubuydu, Tallahasseede kalp hastalığı sağlık endişeleri ise köpeği hav latacak türden heavy metal şeylerden hoşlanırdı, Meredith de yolculuk ne kadar yavaş ve hava ne kadar sıcak olursa, Southampton a o kadar mutlu varacaklarını hissederdi.
Güneş, kum, okyanus. Ayakkabılarım çıkar, camlan aç. Hafta sonlan arabayı Freddy sürerdi ancak ilerley en yıllarda helikopteriyle gelmeye başlamıştı. Zavallı Leo. Çünkü büyürlerken Leo hep Carver a göz kulak olmuştu. Onu korumuş, eğitmiş, dahil etmişti. Ve şimdi Leo yu destekleyen Carver dı.
Meredith iyi iş çıkarması için dua etti. Megafondan feribot kural ve düzenlemelerini bildiren bir ses duyuldu.
İçindekiler
Düdük çaldı ve uzaklardan bir alkış sesi geldi. Bu güzel sabahta Nantucket Adası na yol alan iyi ve kısmetli ruhlar, yaz tatillerinin başlangıcına alkış tutuyordu. Bu sırada Meredith hâlâ sadece üç eyalet uzakta olduğunu hissetti.
Tam şu anda federal polis şefleri, Meredith in Park Avenue daki çatı katı dairesine girip eşyalarını karıştırıyorlardı.
George Floyd protestoları - Wikipedia
Meredith bu karıştırmanın nasıl olacağını mesafeli bir alakayla merak etti. Connie yle yola çıkarken yanma basit yazlık giysilerle dolu bir çanta ve anılan doldurduğu bir koli almıştı.
Kolide fotoğraflar, evlilik cüzdanı, çocuklann doğum belgeleri, sevdiği birkaç roman, içinde Princeton daki ilk yılında tuttuğu notlar olan defteri ve her ne kadar bir daha dinlemeyi asla düşünmese de geride bırakmaya kıyamadığı, Simon and GarfimkePın Bridge Över Trouble Water albümünün kaydı vardı.
Günlük kullandığı gözlükleri, reçeteli güneş gözlüklerini ve dört karatlık elman nişan yüzüğünü almasına müsaade edilmişti. Yüzük büyükannesi Annabeth Martin den miras kalmıştı, kara parayla alınmamıştı. Meredith in, annesinden Princeton mezuniyeti hediyesi olarak aldığı inci kolye de aynı kategoriye giriyordu ama artık incilerin işlevi yoktu.

Hapiste inci kolye takamazdı. Biraz sağduyuyla incileri bozdurup geride bıraktığı anlamsız miktardaki paraya ekleyebilirdi. Peki, diğer mülkleri neydi?
Meredith iriyan, sert görünümlü ve bellerinde gizli silahlar taşıyan, siyah üniformalı adamları hayal etti. İçlerinden biri makyaj masasındaki Shalimar şişesini eline alabilir, dayanamayıp da koklayabilirdi. Bir başkası Schvveitzer den al- 12 dığı Aurora çarşafları yataktan sıyırabilirdi.
O çarşaflar binlerce dolardı ama polislerin ne işine yarardı ki? Yıkayıp katlayacak ve satacak halleri yoktu ya. Heykeltraş Hostetler'in heykelini ve An-drew Wyeth in çizimlerini alabilir, salondaki Calder mobilini tavandan indirebilirlerdi. Meredith in dolabının altını üstüne getirip Louboutin ve Sergio Rossislerini, günlük kıyafetlerini -Diane von Furstenberg, Phillip Lim- gece kıyafetlerini -Dior, Chanel, Ca-roline Herreras- kolilere doldururlardı.
Federaller, Meredith e eşyalarının açıkartırmada satılıp elde edilen paranın dolandırılmış yatırımcılar için oluşturulacak iade fonuna kanalize edileceğini söylemişti.