Yüksek tansiyon vd panik atak
Kültegin Ögel Hipertansiyon en sık rastlanan sağlık sorunlarından birisi.
Son yıllardaki ilerlemeler sonucu tedavisi hekim için önemli bir sorun değil. Yüksek tansiyon vd panik atak hipertansiyona eşlik eden ruhsal sorunların varlığı kimi zaman tedaviyi güçleştirmektedir.

İşte bu yazıda bu konuya değinmeye çalışacağız. Öncelikle bazı araştırma bulgularından söz etmekte yarar olacağı inancındayız. Hipertansiyonu olmayan hastalarda bu yüksek tansiyon vd panik atak daha düşük olarak saptanmıştır.
Hipertansiyon Atakları Nelerdir? Kişilerde ölçülen tansiyon çok değişkendir.
Bu nedenle hipertansiyonlu hastalarda panik atak riskinin gözlenmesi gereklidir. Öte yandan panik atak belirtileri hipertansiyonun belirtilerine benzemektedir.
Hipertansiyon krizlerine dikkat
Bu nedenle ayırım yapmak güçleşmektedir. Panik atak riskinin akılda tutulması hipertansiyonlu hastalarda bu bozukluğun atlanma riskini azaltacaktır. Öte yandan yüksek kan basıncı ile anksiyete arasında bir bağlantı gösterilmiştir. Yapılan analizlerde anksiyetenin doğrudan kan basıncını yükselttiği kanısına varılmıştır.
Panik atak nedir?
Depresyonun da kan basıncını etkilediği gösterilmiştir. Depresyon skorları arttıkça kan basıncı da artmaktadır.

Sigara içmenin de kan basıncıyla bir bağlantısı saptanmıştır. Bu bulgular fiziksel nedenlerle olduğu gibi, ruhsal nedenlerle kan basıncında artış gözlendiğini ortaya koymaktadır. Aleksitimi duyguları ifade etme ve yaşantılama güçlüğüne verilen isimdir.
Bu tür kişiler duygularını ifade etmede yetersiz kalırlar. Bir çalışmada aleksitiminin hipertansiyonlu hastalarda sık görülen bir durum olduğu saptanmıştır.
Klinik uygulamalarımızda da kan basıncıyla ruhsal sorunlar arasından bir bağlantı olduğunu görüyoruz. Bu bağlantıyı birkaç yönlü açıklayabiliriz.

Hipertansiyonu olan hastalarda anksiyete ya da depresyon görülme sıklığı fazladır 2. Anksiyete ya da depresyon kan basıncında artışa yol açmaktadır.
Her iki durumda bize hipertansiyonlu hastanın tedavisinde ruhsal sorunları göz ardı etmemenin önemini göstermektedir. Her iki durumunda tedavideki önemi ayrı ayrıdır.
Strese bağlı yüksek tansiyon belirtileri nelerdir? Psikolojik tansiyon tedavisi nasıl yapılır, stres tansiyonu tetikler mi? Tansiyon belirtileri arasında burun kanaması, baş dönmesi, çarpıntı ve terleme yer alıyor.
Hipertansiyonu olan hastanın genel ruh halini bir gözden geçirecek olursak, aslında hastada ortaya çıkan ruhsal sorunları değerlendirmek kolaylaşmaktadır. Bir kere hipertansiyonun kronik bir hastalık olduğunu hasta artık bilmektedir.
Hiçbir zaman tam olarak iyileşmeyecek bu hastalığın kişinin yaşamına bazı kısıtlamalar getireceği açıktır. Kişi artık sürekli olarak ilaç kullanmak zorundadır.
Nereye gitse ilaçlarını yanında taşıyacak, unuttuğu zaman bir şekilde onu edinecektir. Yaşamında sürekli beraber olacağı kalıcı bir değişikliğe ayak uydurmak zorundadır.
- Yüksek tansiyon damar hastalıkları
- Panik atak sırasında kalp krizi geçirdiğinizi sanmanız, astım krizi geçiriyor gibi olup nefessiz kalarak ölümün eşiğinden dönmeniz, eliniz, ayağınız, başınızın uyuşmasıyla felç olmanın kıyısına gelmeniz, kontrolünü kaybetme, gerçek dışılık duyguları içinde benliğinizin yok olduğunu hissettiğiniz çıldırma delirme algısı her seferinde bu tiyatrocunun size oynadığı bir oyundur.
- Yüksek tansiyon ve kan testleri
Öte yandan bu ilaçların yan etkisine de katlanmak zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Tansiyon yüksekliği bir anlamda gençlik çağının bitişini de işaret etmektedir. Yaşlılık ve getireceği sorunlarla yaşamaya hasta hazır olmalıdır.
Uzm.Dr. Orhan Coşkun Cevabı:
Bu işaretin ciddi bir yanı da hipertansiyonun yol açabileceği diğer hastalıklara hazırlıklı olma gerekliliğidir. Genelde toplumda hipertansiyonun felç gibi çeşitli ölümcül hastalıklara yol açacağı bilinmektedir. Bu nedenle hipertansiyon bir anlamda ölümün habercisidir. Bu noktada hastaya ruhsal açıdan yapılacak yardımın en önemli yanlarından birisi, ruhsal yardımın aynı zamanda hipertansiyon üstüne doğrudan olumlu etki yapacak olmasıdır.

Nitekim birçok çalışmada özellikle antidepresan tedavinin kan basıncı üstüne olumlu etkilerinin olduğu gösterilmiştir. Antidepresan tedavi hem anksiyete hem depresyon semptomlarını etkilediği için bu tür hastalarda yararlı olmaktadır.
Ancak bu ilaçların her iki bozukluk için de etkilerinin yaklaşık bir ay sonra çıktığı ve tedaviye iyileşmeyi takiben en az altı ay süreyle devam edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Anksiyolotik ilaçların da kan basıncı üstüne olumlu etkileri olmakla birlikte, bu ilaçların bağımlılık geliştirici etkileri göz önüne alınmalı, bu tip hastalarda düşük dozda kullanılmalı ve altı haftadan uzun süre kullanmamaya özen gösterilmelidir. J Hum Hypertens Oct;12 10